Otomotiv Sektöründe Kompozitler - 1

Otomotiv Sektöründe Kompozitler

     Otomotiv sektöründe kompozitler yüzyıllardır sürmekte olan çalışmalar sonucunda gerçekleşmiştir. 18. yüzyılda üretilen buharlı araçtan, 1908 yılında seri üretilen Ford Model T araçlarına kadar otomotiv sektörü inanılmaz derecede gelişim göstermiş ve bu gelişimlerini hız kesmeden günümüze kadar devam ettirmiştir. Biz de bu gelişimlerden yola çıkarak yazımızın birinci bölümünde arabalarda kullanılan kompozitlerin günümüze kadarki gelişimlerinden bahsedeceğiz. Kompozit malzemeler 20. Yüzyılda hayatımıza girmeye başlamış ve ilk olarak havacılık sektöründe kullanılmıştır. 2.Dünya savaşı sonrası havacılıkta kullanılan bu kompozit malzemeler gerek kullanışlılığı, gerekse sağlam oluşu nedeniyle neden araba sektöründe de kullanılmasın sorusunu akıllara getirmiştir. Bu soru üzerine araştırmalarımızı 1947 yılında yönelttik ve gövdesi tamamen kompozit kaplı bir araç üretildiği bilgisine sahip olduk.

    Araştırmalara devam ettiğimizde ise kompozitler 1947 yılında yaşayan bu gelişmenin 1953 yılında üretilen ‘Chevrolet Corvette’ aracına öncülük ettiğini gördük. Bununla beraber 1950 yılında başlayan uzay yarışlarının da kompozit malzemelerin gelişimi için çok fazla katkısı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yaşanan tüm bu gelişmeler sonrasında 1960 yılında gelindiğinde otomotiv ve havacılık sektörlerinde kompozit madde kullanımının daha da arttığını ayrıca inşaat sektöründe de kompozit madde kullanımının yaygınlaştığını gördük. 1908 yılı seri Ford Model T üretiminden, 1975 yılına kadar otomotivde çelik ve ahşap kullanımını yaygındı. 1975 yılından sonra kompozitler nadir kullanılmaya başlanmıştı. 1990 yıllarının başına geldiğimizde ise Jaguar ve Bugatti gövde yapılarında kompozit kullanılmaya başlandı. Bu kullanıma örnek vermek gerekirse Jaguar XJ220 modelinde alüminyum karışımı kullanılmışken, Bugatti EB110 modelinde ise alüminyum, karbon paneller, çeliğin bir kombinasyonu ve ayrıca çeşitli kompozitler kullanılmıştır.

    Daha yakın geçmişe baktığımızda artık birçok araba modellerinde de kompozit materyallerin kullanıldığını görmekteyiz. Fakat bu kullanım genellikle süper lüks arabalarda daha çok görülmektedir. (Bu süper lüks araçlarda genellikle karbon fiber kullanılmaktadır. Bunun sebebi ise ağırlığı azaltıp hızı artırmak ve aynı zamanda sürücünün can güvenliği için arabayı daha sağlam hale dönüştürmektir.) 2019 yılına baktığımızda otomotiv sektöründe kompozit değerinin 87 milyar Euro olduğunu bilmekteyiz. 2023 yılında gelindiğinde ise bu değerin yaklaşık 100 milyar Euro market değerini aşması beklenmektedir. Sonuç olarak yukarıdaki gelişmeler ışığında kısa bir değerlendirme yaptığımızda 1947 yılında üretilen kompozit malzemeli bir araçtan bugüne otomotiv sektöründe kompozit kullanımının çok yaygınlaştığını görmekteyiz. Hatta bu oranın otomotiv sektöründe dünyada yüzde 22’lik bir dilime ulaşması hala gelecekte de payının daha da artacağını daha da gelişeceğini bizlere göstermektedir.